Şu son 2 aydır benim evdeki tek rakibim oldu "sudoku"..Yemek yerken, televizyon izlerken hatta tuvalette geçen zamanlarda Bulo'nun elinden düşmeyen bir bulmaca türü..son hastalığı da diyebiliriz..hergün eve giren gazetenin içinden bulmaca eki olarak çıkıyor ve kutsal bir belge olarak saklanıyor..ilk başlarda o kadar önemsememiştim ama nerden bileyim zaman geçtikçe bu bulmacanın yok samuray sudokusuymuş yok karmaşık olanıymış binbir çeşit şekilde karşıma çıkacağını..Bayağı popüler oldu son günlerde..kitapları bile çıkmış..hatta gazetenin biri eklerle yetinmeyip kuponla elektronik sudoku bile veriyor!Tamam benim birşey dediğim yok sudokuya ama Bulo bir kaptırdımı bir iki saat bırakmadan çözüyor daha doğrusu hepsini çözemeden rahat edemiyor..Zaten iki gıdım görüşme şansımız var akşamları onda da sudokuya teslim ediyoruz kocayı...Ama güzel bir intikam yolu buldum bende! Ne mi yapıyorum?..yemek yaparken tüm soğan ve patatesleri çözülmemiş olan sudokuların üzerine soyup sonrada büyük bir keyifle çöpe atıyorum..Sevgili blog arkadaşlarım şimdi Bulo bu satırları okuduktan sonra bana ne yapar bilmiyorum:)) O nedenle 3 vakte kadar blogu güncellemezsem bilin ki ben bir sudoku kurbanıyım......


