Saturday, March 31, 2007

1. Ankara'lı Kadın Tasarımcılar Çalıştayı:)

Eveeet...Uzun zamandır bloglar arasında yemek etkinlikleri, örgü etkinlikleri dil etkinlikleri ve bunun gibi birtakım farklı etkinlikler yapılıyor. Peki, tasarım etkinliği niye yapılmıyor! diyerek el altından Ankara'lı tasarımcı arkadaşları örgütlemeye karar verdim. Herkes sırayla evinde yapacaktı bu organizasyonu ve gelenler yanlarında getirebildikleri farklı malzemeleri alacaklardı. Böylece birbirimizle tasarım anlamında tekniklerimizi paylaşacak hem de günün sonunda belirlediğimiz tema doğrultusunda ortaya bir eser çıkaracaktık.
Önce Kiki 'yi aradım. Fikir hoşuna gitti. Sonra sırasıyla tanıdığım tasarımcı arkadaşlara elektronik posta adresleriyle ulaştım. İpek (AcemiAhçı), Bengi, Ceyda, ve Elif arasında mail trafiği başladı. Her nasıl olduysa arada gizli güçler sayesinde Defne 'de bu trafiğe dahil oldu:) Gelecek toplantımıza o da katılacak avukatımız olarak:))
Sonrasında bu toplantılar için bir tema belirleyelim dedik ve Bengi "bahar" temasını önerdi. Çok hoşumuza gitti ve bahar ile ilgili tasarımlar yapmaya karar verdik..
Uzun uğraşlar sonunda dün buluşmayı başarabildik:) Ne yazık ki Elif ve Bengi işleri nedeniyle yetişemediler ama Bengi'cik işyerinden güzel bir çalışma ile katıldı aramıza:)

Hemen dünün kısa özetini geçeyim.
Sabah saat 10:30 civarında (bu arada tasarım yapacağımız için herkesi gelebilecekleri en erken saatte çağırdım:) İpekciğim aradı. O kadar karışık tarif etmişim ki uzun süre bizim evin çevresinde araba ile dolandıktan sonra bize ulaşabildi. Gelirken yanında kocaman bir havuçlu kek, muhteşem tuzlu muffinler ve tavuklu salata getirmişti. Tabi bunların yanı sıra kocaman bir çanta ve sepet dolusu alet, dergiler ve incik boncukta vardı.
Sonrasında Kikicik geldi (yine sayemde araba ile 5 dakika evin çevresinde dolandıktan sonra:)aynı bölümden mezun olduğu arkadaşı Asuman ile..O da yine kocaman bir çanta dolusu malzeme ve de yanında kendi yörelerinden patatesli börek ile birlikte:)Eee, ortamda bu kadar yiyecek olunca hemen çaylar kahveler koyuldu ve bu lezzetli mamalar tadılmaya başlandı.. Kah kah kih kih derken aklımıza tasarım etkinliğimiz geldi:) Hemen onları hazırladığım minik atölyeye yerleştirdim:)
Kumaşlar, keçeler, kağıtlar, boncuklar, teller, polimer killer, türlü boyalar, yünler, iplikler kullanmasakta bir dikiş makinası ve de türlü türlü aletler emrimizdeydi.
Konumuz bahardı ama İpek "Tavuk" dedi :))) Hepimiz tavuk yapmalıydık..görevimiz buydu:) Şu anda yazamam neden diye sormayın:))) Neyse ha bahar ha tavuk nasıl olsa aralarında bir ilişki var diyerek kullanacağımız malzemeleri seçtik. Kakara kikiri başladık birşeyler tasarlamaya.. Asuman horoz yapmaya başladı, ipek civciv ve yumurtalar Kiki ve ben ise tavuk..Tabi ben ev sahibiyim ya Kiki'nin tavuğunu "-Sende nasıl olsa çok vardır" diyerek kaptım:)) Çok üzülmesin diye benimkini ona verdim:)
Ceyda aramıza öğleden sonra katılabildi. Onun da güzel bir projesi vardı ama gelecek sefer yapacak. Fikri çalınmasın diye yazmıyorum:) Kendisi etkinlik süresince asistanlık yaptı bize:)

(Bu İpek'in çantası..Bakın orada gizli bir tarif var..hemen not edelim :))

Bu da Kiki'nin malzemelerinden..Şukenarda görünen yaka iğnesini de yürütmeli mi acaba:)) Şimdi merak ediyorsunuz tabi ortaya çıkan tavukları:)) İşte buradalar kendileri.. Asuman'ın horozunu ne yazık ki yayınlayamıyorum çünkü becerememişim adamakıllı fotosunu çekmeyi..

Üstteki civciv İpek'in:)) Soldaki tavuk Kiki'nin sağdaki ucube ise benim:))) Aslında kıvır kıvır ibiği vardı ama çıkmamış..Becerememişim çekmeyi fotoları..Umarım diğer katılımcılarınki iyi çıkmıştır:))
İşte böyle..
İlk tasarım etkinliğimiz bu şekilde sona erdi. Ben kendi adıma acayip eğlendim..Hiç bu kadar gülmemiştim. Fotolarımızı yüzlerimizi eskitmeyelim diye yayınlamama kararı aldık:))) Kızlar! size beni kırmayıp geldiğiniz için çoook teşekkür ederim..Bir sonraki etkinliğe kadar hoşçakalın:)

Tuesday, March 27, 2007

Bu Çakıl için...


Nereden başlasam bilemiyorum. Çakıl için yazmak ne zormuş meğer. 18 yıllık bir dostluk sözkonusu olan. O ilk tanışma anı dün gibi aklımda. Yıl 1989. Ümitköy'e yeni taşınmışız. O zamanlar için dağın başı bir semt. Okul servisine biniyorum. Çakıl'ın yanına oturuyorum. Sanki 40 yıllık arkadaşmışız gibi bıdı bıdı inene kadar konuşuyoruz. O günden sonra hayatımın içine giriveriyor Çakıl.
Birlikte neler yapmadık ki..80'li yılların sonunda yaşadığımız için ilk gençlik dönemlerini anılar ayrı bir komik oluyor. Mesela şimdi duruyor mu hiç bilmiyorum, JB denen izbe, iğrenç bir bar vardı ve biz Cumartesi öğlen vakti burada yapılan partilere giderdik:) Sonra Tivoli vardı. Hayatımda ilk hamburgeri orada yemiştim Çakıl ile birlikte. Hem aynı semtte oturup hem de aynı okulda okuyunca tüm diğer arkadaşlarımızda ortak olmuştu zaten. Okulu birlikte kırar, sinemaya giderdik. Birlikte gittiğimiz ilk film Miss Daisy'nin Şoförü'ydü. Gittiğimiz ilk tiyatro Şinasi Sahnesi'nde Euripides'in Bakhalar oyunu.
Çakıl'ın bana aldığı ilk hediye ise bir kitaptı. Max Frisch'in Çarpık Sevda'sı. Şimdi elime aldım kitabı. 1987 yılında basılmış. Hemde ilk basım:) İşin en ilgiç tarafı bu kitabı Çakıl tam 3 kez imzalamış. İlki kitabı aldığı 1992 yılı. Şunları yazmış, "Doğum gününü kutlar, daha birçok doğum günü geçirmeni dilerim. Seni seven arkadaşın Çağıl."
İkinci imza 1996 yılınada atılmış. "Merhaba Pınar Hanım, Şu anda bu kitap bende. Bugünün tarihi 16.04.1996 demek ki aradan küçümsenmeyecek bir zaman geçmiş."
Üçüncü imza ise 2000 yılına ait. "Pır pır, Gelecek gelecek dediğimiz 2000 gelmiş geçiyor. Sen ödevinle uğraşıp duruyorsun ve başımın etini yiyorsun. Bakalım bir 8 sene daha geçince neler olacak. Öpüyorum, görüşmek üzere diyorum. Çakıl."
Evet Çakıl'cığım. Aradan 8 olmasa da 7 yıl geçti. Biz bu 7 yıl içinde yine dibine kadar gezdik eğlendik dedikodu yaptık güldük.
Buraya geldiğinde yeniden imzalatacağım bu kitabı sana. Ve bunu bir gelenek haline getireceğim. Sen 7-8 yılda bir imzalayacaksın bu kitabı ve biz birlikte yaşlanacağız:)

Tuesday, March 20, 2007

Vazgeçilmezlerim...

Sevgili Bembi beni sobelemiş vazgeçilmezlerim konusunda. Bir anne için vazgeçemeyeceği şey ne olabilir ki? Tabi ki bebeleri:) Yani en azından benim vazgeçilmezlerim onlar. Bir yıl ara ile dünyaya gelen ve birbirlerine hiç benzemeyen iki küçük canavar! Ama resimden de anlaşılacağı gibi ben onları yin yang sembolüne benzetiyorum. Hem bu kadar zıtlar hem de bu kadar birbirlerini tamamlıyorlar.
Şimdi diğer vazgeçemediklerimize değineyim zira onlar doğduktan sonra ben yerine biz kavramı giriyor hayatımıza. Yani benim tek başıma birşeyden vazgeçememe gibi bir lüksüm yok..Ya hep ya hiç şeklindeyiz şu aralar:)
Müzik Arda'nın hayatında büyük bir öneme sahip. Kerem Görsev hayranı. Yani öyle böyle değil. "Existence" albümü ile yatıp "Existence" albümü ile kalkıyoruz. Dinlemekten ve heryere taşımaktan haşat olan cd'nin yenisini alacağım. Bunun dışında klasik müziği çok seviyor.
Deniz ise hiphop çocuğu:) Oynak bişeyler olsun ona yeter:) Öyle fazla düşkün değil aslında müziğe. Genelde Arda'nın seçimlerine boyun eğmek durumunda kalıyor.
Süt yine vazgeçilmezlerimizden. Eve inek bağlasam daha karlı olur diye düşünüyorum. Günde 2.5- 3 litre süt tüketiyorlar.. Tanrım bunlar şimdi böyleyse büyüdüklerinde, ergenlik dönemlerinde ne yapacağım ben:) Sanırım kazan kazan yemek pişirmek durumunda kalacağım!!
Beyaz sabunu, minik kovalarımızı ve yüzen hayvancıklarımızı da seviyoruz banyo vakti geldiğinde. Oyuncak konusunda da "tek" olan herhangi bir şey her zaman için vazgeçilmezimiz olup uğrunda savaşlar verilebiliyor.
Belediye otobüsü ise yine aynı şekilde vazgeçilmez birşey bizim için. Uzay mekiğine binsek bu kadar heyecanlanmayız. Özellikle her durakta insanları uğurlamak, güzel hanım kızlarımıza öpücükler yollamak en keyifli işlerimiz arasında.
Bunların yanı sıra sokağa çıkmak, yeni yerler keşfetmek ailecek zevk aldığımız aktiviteler arasında. Hayat onlarla çok güzel bir şekilde akıyor ve umarım hep böyle devam eder...

Sunday, March 18, 2007

Eski Mısır esintilerinde Pink Martini ezgileri:))


Cuma günü öğle sularında.....
zırrr zırrrrrrr....
P: Alo
B: Pino
P: Evet (ara limonidir fazla yüz verilmez:)
B: Pink Martini:)
P: Gerçekten miiiiii:)) Canım benimmm..Seni çook seviyorummm..Heyooo...
B: Saat 8'e doğru geliyorum hazırlan..
P: Yaşasıııııınnn:))) Amaaaadooo Miiioooooo..Love me foreverrrrr..And let foreeeveeerrr beginnn toniiiiiight:))))

Çizim yaparken Pink Martini dinlemekten büyük keyif alırım..Arada yerimden kalkıp dans bile ederim kendi kendime..
Hiç aklımda yokken son dakika kendimi konserde bulmam çok büyük bir sürpriz oldu benim için. Çok kalabalıktı ama ben sahnenin önlerinde yer bulabildiğimden çok eğlendim..Konser hiç bitmesin istedim..

Hiç bitmesin istediğim başka şeyler de vardı..Mesela yukarıda yayınladığım çizimim..O kadar keyifle yaptım ki bu çizimi sanki o zaman diliminde yaşadım çizim süresince. Arda ve Deniz'i görüyor musunuz? Kovalamaca oynuyorlar:)) Ben ve Bülo ise son derece şıkız beyaz kıyafetlerimizin içinde..Tabi Bülo'cum bu sefer o dönemin gerektirdiği şekilde saçlı ve atletik olmak durumunda kaldı:) Demek ki antik dönemde yaşasak ve böyle bir aile olacaktık biz:)))

Monday, March 12, 2007

Çıkrıkçılar Yokuşu


Ankara'lı olup kale taraflarına gitmemek!!..çok ayıp çok:)

Friday, March 09, 2007

Açev ve Ben:)

O kadar heyecanlıyım o kadar mutluyum ki kelimelerle ifade edemiyorum. Hani aydınlık Türkiye diyoruz, hani önce eğitim diyoruz ya! İşte ben, doğuda kitap yüzü görmemiş elma yanaklı, çakmak çakmak gözlü, pırıl pırıl yavrularımıza eğitici çizimlerimle ulaşacağım. Onların minik dünyalarına bir pencere açabilmek, hayal dünyalarında ufakta olsa bir kıpırtı yaratabilmenin düşüncesi bile tarifi imkansız bir his yaratıyor üzerimde.

Ücretsiz elde edebilecekleri bu eğitimler hem çocuklara hem de annelere yönelik. Açev'in bu konuda çok başarılı projeleri var. Ve bende bu projelerin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum..

Thursday, March 08, 2007

Kadınlar Günü!

Bugün Dünya Kadınlar Günü. Hepimize kutlu olsun!

Saat 21:28 civarında eve gelen Bülo bana Dünya Kadınlar Günü hediyesi olarak 1 kg ayçekirdeği almıştır!! Bunu da buraya unutmamak adına yazıyorum:))
Saat 03:13
Çizimimi hala bitiremedim ve yapmam gereken 3 tane daha var..Bir yandan çizim yapıyorum diğer yandan Bülocuğumun getirdiği hediye çekirdekleri yiyorum..Ama çekirdeklerin tuzları tabletimin çizim alanı ile çerçevesi arasındaki incecik girintilere döküldü:( Ağlamak istiyorumm..Çekirdek yerken çizim yapmak çok zor:) Ve de tabletimmm:(( Gidip bir fincan kahve hazırlayayım kendime..Yoksa bu işi biraz zor bitireceğim sabaha kadar!!

Saturday, March 03, 2007

Kapak Kızı Oldum:)


Meraklı Minik Mart kapağını hazırladım ben:) O kadar büyük bir keyifle yaptım ki bu çalışmayı..rengarenk fon kartonlarından yararlanıp üst üste boyut vererek yapıştırınca ortaya bu tatlı kolaj çıktı.
Bugün ilk işim Dost'a gidip dergime sarılmak oldu:) Onu diğer dergiler arasında görünce çok duygulandım.. Sanki çocuğum yılsonu gösterisinde sahneye çıkmış gibi bir duygu yaşadım..
Buradan bana bu imkanı veren ve kesip yapıştırma konusundaki potansiyelimi ortaya çıkaran Meraklı Minik'in muhteşem ekibine koskocaman sevgilerimi ve öpücüklerimi yoluyorummmmm:))

Friday, March 02, 2007

Mart Ayı Takvimi


Mart ayında ne çok önemli gün varmışta haberim yokmuş!! Hem çok uzun çeken bir ay hem de bu önemli günler ..çok kalabalık oldu bu ay takvimimiz:)) Bir de çalışanları düşünüce bu kadar uzun çeken bir ay umarım çabuk geçer:))


Kocaman Sevgilerrr.....

Thursday, March 01, 2007

Bilim ve Çocuk


Şubat ayı Tübitak Bilim ve Çocuk dergisinde çok sevimli bir oyun hazırladık çocuklar için. Gezegenler Oyunu!
Amaç dünyadan yolculuğa başlayıp cüce gezegen Pluton'a ulaşmak.
Tübitak için çizim yapmanın en büyük keyfi verilen konu üzerinde önce dersimi çalışıp bilgi sahibi olmak:) Mesela şu anda Arda ve Deniz'in güneş sistemi hakkında sorabilecekleri sorulara karşı hazırlıklıyım:)
Herkese sevgilerrr..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...