Sunday, January 29, 2006

Abur cubur...çoook özledim sizleriiii....


Arkadaşlar...yapmayın,etmeyin..şunun şurasında 1 aydır diyet yapmaya uğraşan birine sevdiği abur cuburları hatırlatmayınn ne olur.. Begümcüm merak etmiş dayanamadığım muzur yiyecekleri..vallahi ne yalan söyleyeyim insanoğluna zaralı ne varsa severim afiyetle de yerim..aslında yerdim demek daha doğru olur şu sıralar:) şimdi ben neleri özledim onları yazayım en iyisi...
En dayanamadığım şey kırmızı renkli olanları başta olmak üzere jelibonlar..
Paket paket antep fıstıklı çikolatalar..(fıstıklar bütün bütün olmalı)
Bol buzlu kola
Aile boyu doritos mısır cipsi (naneli biberli yoğurt ile)
Koca bir dilim çikolatalı pasta (kreması ağır olmayacak içinden kocaman çikolata parçaları çıkacak)
Badem, fındık ve antep fıstığı
Patates kızartması (kesinlikle yumuşamış olmamalı)
Büyük seçim whopper menü (uzun zamandır bıraktığım kötü alışkanlık)
Haşlanmış mısır (mevsime göre patlamışı da kabul edilir)
Ankara simiti (sokakta satılanlar bana göre en lezzetlileri)
İşkembe çorbası (şu kocaman kocaman doğranmış olanlardan)
Aslında yazacak çok şey var ama acıktım sanırım..en iyisi gidip sunta tadındaki diyet bisküvilerimi kemirmek...
diyet olayındaki son durum..halen verdiğim kiloları geri almadım ama kendimi çoook zor tutuyorum..

Thursday, January 19, 2006

diyet yapan çekilmez pino:)))


Bir aydır diyetteyim...bu benim gibi yemek yemekten çok zevk alan bir insan için oldukça uzun bir süre...sonuçta biraz dikkat ederek..daha doğrusu abur cubur gibi benim için hayati önemi olan şeyleri yemeyerek eski kiloma kavuştum...ama bu süre içerisinde açlığın verdiği bir sinir bozukluğu yok değildi hani...evet kilo vermek eski kıyafetlerin içerisine girebilmek keyifliydi keyifli olmasına ama farkında olmadan çevremdeki insanlara saldırgan davranmam (tamamıyla açlıktan:) hiç hoş değildi...evde bir ara biz "eski tombik pinomuzu istiyoruz" mitingi bile yapıldı...sanırım diyet yapıp çekilmez olmaktansa yemek yemeye devam edip hayattan zevk almak en iyisi...neyseki benim bu diyet maceram vermek zorunda hissettiğim 5kg ile sona erdi..sırada spor yapıp sağlıklı beslenerek bunu korumakta sanırım...ama şu 1 ayda öğrendim ki bu diyet işi gerçekten kolay değilmiş..özellikle yemek yemekten zevk alan insanlar için....diyette olan tüm kadınlara benden kolay gelsin dilekleriyle...

Thursday, January 05, 2006

evden işe işten eve


Çalışan anneler için evi evde bırakmak hiç kolay değil..Özellikle iki melek masum masum "hoşçakal anne bizi unutma" bakışlarıyla sizi uğurlarken...İçiniz cızz ederek evden çıkarsınız böyle durumlarda..bir de madalyonun diğer tarafı var tabiii..işten eve gelmek..meleklere biran önce ulaşma telaşı..yetişmeyen işler..bu sefer eve gelirken bakmışsınız ki işlerde sizinle birlikte koşar adımlarla birlikte geliyor ..bu denge nasıl sağlanır ben bilemiyorum.. evdeyken aklım işte, işteykende evde oluyor..
yalnız zannetmeyin ki evdeyken herşey süt liman..yok öyle birşey..mesela Deniz'in son hobisi en tiz sesiyle çığlıklar atmak..belli bir süre sonra insanı çıldırtan bir hale dönüşüyor ki ben çıldırıyorum genelde (10.dakikadan sonra) bu sırada Bulent devreye giriyor..meslek icabı o çok profesyonelce ele alıyor olayı..tabi ki peygamber sabrıda var onda..ben çok telaşlıyımdır..o çok sakin..bu nedenle "ağlayan çocuk babanındır" felsefesi uygulanıyor bizim evde..
birde İbeking bana çocuklar için kullandığımız yapma etmeleri sormuş...vallahi bizim evde heran bir macera..en son Deniz yeşil renk boya kalemi yedi bir parça..Arda'nın zevki ise çöpleri eşelemek..bu durumda yapma demek anlamsız kaluyor..uçarak olaya müdahale ediyorsunuz..şimdiye kadar bayağı fazla sayıda iğrençlik yaşadık..neyseki fazla bir zarar görmediler sadece direnç kazandı vücutları :) Çocukların gözünden görebilsek dünyayı sorun kalmayacak gibi çünkü bizim için sıradan olan birşey onlar için oyuncak olabiliyor.. kolay şey değil çocuk yetiştirmek ama onlarsız bir hayatıda kesinlikle düşünemiyorum bile..bunu ancak yaşayan anlayabilir bence...

Tuesday, January 03, 2006

İndirim Canavarları

Ocak ayı geldi.. firmalar yavaş yavaş indirime girip ellerindeki kışlık ürünleri bitirmeye çalışıyorlar..sezonda milyonlar verdiğimiz ürünleri yarı fiyatına gördüğümüzde sinirlerimiz bozuluyor ama yine de kendimizi "indirim" hastalığına kaptırmadan edemiyoruz..geçen hafta şöyle bir kısa çarşı turu yapma fırsatı yakaladım...önce çok sevinçliydim tabi..uzun zamandır alışverişe çıkamamıştım..ama nereden bilebilirdim ki kadınların indirim vakti o narin ve zarif bedenlerinin ardında sakladıkları korkunç alışveriş canavarını!!! hangi mağazaya girsem bir kalabalık, bir telaş..yılbaşı döneminin de etkisi yok değildi ama alışveriş yapan kadınlar son derece yırtıcıydı:)) neye elimi atsam ucundan yakalayan ve çekiştiren biri oluyordu..tepem attı tabii..neredeyse sırf inat uğruna üzerime bile olmayan bir bluzu alacaktım ama kendime hakim oldum:)) Eve döndüğümde savaştan çıkmış gibiydim ama kendime göre birşeyler almayı başarmıştım:)) Sanırım bundan sonraki alışverişlerime çıkmadan önce değişik stratejiler deneyeceğim....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...