Tuesday, June 20, 2006

En İyi Oyuncak, Oyuncak Olmayandır:)



Bu yazı ve çizim geçen ay anneyiz.biz dergisinde yayınladı..Oyuncak konusuna şu sıralar takmış vaziyetteyim de:))

Çok şanslı bir nesil değildik oyuncaklar konusunda. En azından ben, tüm çocukluğum boyunca abimi ve kuzenlerimi büyüten, tüm aileyi tavaf eden oyuncaklar zincirinin son halkasıydım. ..70'li yılların sonu 80'li yılların başıydı benim çocukluğumun geçtiği dönem..Herşeyin bir kıymeti vardı o zamanlar, kırıp dökmek ne kelime, evin içinde koyacak yer bulamazdık hafif yıpranmış ve ailedeki tüm çocuklardan izler taşıyan oyuncakları..

Mutlu olmayı bilirdik o zamanlar, kıymetini de bilirdik, elimizdeki ile yetinmeyi de..Yetmediği zaman da kendi oyuncağımızı kendimiz yapardık. 5 çekmeceli şifonyerin her çekmecesini kademeli açarak merdiven yapıp, uzun sehpayı da yanına dayayıp kaydırak yaptığımız günleri dün gibi hatırlıyorum..ya da 2 sandalye arasına gerdiğimiz perdeyi sahne yapıp mahalledeki çocuklara doğaçlama kukla gösterisi yaptığımızı..tabi ki kendi tasarımımız olan kuklalarla:) Aslına bakılırsa çocukluğumuzda yaşadığımız bu durumun abimle benim yaratıcılığımızı geliştiren çok önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. Çünkü sürekli kafamızı bugün ne yapsak diye yorar, her oyunumuzu bir proje edasıyla kurup geliştirirdik.

Şimdi kendi çocuklarıma bakıyorum da neredeyse oyuncak çöplüğü haline gelmiş odalarında tek oynamadıkları şey oyuncakları. Biz alıyoruz onlar bir kenara atıyor, biz önlerine koyuyoruz onlar üzerine basıp geçiyor. Yeni bir oyuncak demek sadece 5 dakikalık bir ilgi göstermek demek onlar için. Sonrası ise hooop oyuncak çöplüğüne yeni bir üye..Üstelik bu yüzüne bakılmayan kategorisine giren oyuncakların başında çuvalla para verip aldığımız çok özellikli, sesli, bol düğmeli, bin türlü atraksiyonlu olanlar başta geliyor. Peki bu çocuklar neyle oynuyor? Bunun cevabı çok basit..biz nelerle oynuyorsak onlar da onlarla tabi ki:)

Mutfağa mı giriyoruz yemek yapmak için, ufaklıklar da peşimizde başlıyorlar mesaiye:) Mutfak dolabından çıkarttıkları tencereleri, tavaları ve cezveleri yavaş yavaş odalarına taşıyorlar. Bu sırada ellerine geçirdikleri kaşıkları ise ters çevirdikleri tencerelere vurarak bize unutamayacağımız müzik ziyafeti çekiyorlar:)

Salona geçtiğimizde ise en büyük eğlenceleri Cd kutularından Cd'leri çıkartıp duvarlara sürtmek. Ya da türlü çeşit kumandaları alıp araba gibi halıda sürmek. O da mı sıktı, müzik setinin düğmeleri ne güne duruyor canım, hemen kurcalamalı, telefonun tüm tuşlarına basılmalı, büfedeki tüm aksesuarlar odanın değişik yerlerine saçılmalı....

Banyo ise en eğlenceli mekan bizim ufaklıklar için..Bir kere su var, yüzdürülecek bir ton malzeme var, içine evdeki eşyaları saklayacak çamaşır makinası var, tüm evi dolaştıracak kadar uzun tuvalet kağıtları var...Tüm bu eğlence dururken bizim onlardan oyuncakları ile oynamalarını beklememiz biraz boş bir çaba oluyor. Yani daha keşfedilecek türlü malzeme varken oyuncakları kim ne yapsın, öyle değil mi:)

23 comments:

Anonymous said...

Çocuklar yetişkinleri taklit etmeyi seviyorlar. Eğer yetişkinler onların oyuncaklarıyla oynasa kesin ilgi gösterirlerdi :)

Özgecan said...

En iyi oyuncak, anne ve babaların eşyalarıdır çocuklar için ;)))

Benim takıntım da ayakkabıları silmekti.Hergün bir ayakkabıyı silmeden rahat edemezdim.Ayakkabılar da zaten giymekten değil silmekten eskirdi.

Teyzemin küçük bir kızı var.Onun da geleneksel 'oda toplama töreni' adı verilen , odada ne varsa başka bir odaya taşıma törenleri var.:):):)

pinomino said...

meltemcim gerçekten ters psikoloji işe yarayabilir:) özellikle negatif dönemini yaşayan Arda için:)

Turuncucum ne ilginç bir tören o öyle:)) ilk defa duyuyorum doğrusu:)) Demek ayakkabı takıntın vardı:) Ben de yeni ayakkabı giymekten nefret ederdim:) taşa toprağa sürtüp öyle giyerdim:)

Lighter-N said...

yaa şimdi hatırladım...Ben küçükken üst kat komşumuzla tepesi cam olduğu için güneş alan apartman boşluğumuzda evcilik oynardık...Ve gerçekçi olması için ve de yarış halinde evden ütüden tencereye hatta iğne-ipliğe kadar herşeyi dışarı taşırdık!Yani bi evsiz filan gelse çok rahat yaşardı dışarı taşıdıklarımızla...Ve sonra...toplamadan giderdik..zavallı annelerimiz toplardı onca eşyayı...

Anonymous said...

Pinocuuum sende bıcırıkları yanlış anlıyorsun hemen, aslında onlar sizin oyuncak falan alarak masraf yapmanızı istemiyorlar, evdeki eşyalarla yetinelim diyorlar, zavallılar vah garipleriiim ne de düşünceliler duygulandım ühhü ühhüüü....

:))))))))))))
Şimdiki yeni nesil böyle pinocum, bir keresinde benim görümcemin küçük cadı kızı, babaannesi namaz kılarken oklava ile kafasına vurup kadıncağızı bayıltmış :))
Allah korusun gerçekten çok tehlikeli bu çocukların ve bunların sürekli peşinden koşan ana babalarına yazık ya, bir kerede aynı cadı kız, annesinin bacağına iğre batırmış :))
Aman sende dikkatli ol kazaya kurban gitme :))
Birini doğurdun işte ötekini ne diye ard arda doğurdun hemen, şimdi çift kat olarak yaramazlık yapılıyor evde :))
Canım Allah yardımcın olsun ne diyeyiiim ;)

Aslı Cin said...

Haklısın, kerem de makarna servisi için olan kaşık ve kepçeler bayılıyor. Ne buluyor onlarda bilmem.

Diğer oyuncakları biri eve gelince değerleniyor ama hakkını yemeyeyim arabalarını elinden düşürmez.

Nasıl bir şey bu anlamadım, kimse ona araba oyna diye üstelemedi, oysa onlara tutkuyla bağlı.

Bu da mı genlerden ?

life said...

Çizimde, yazıda çok güzel olmuş.Başarılar...

kedi said...

Bir dokun bin ahh işit Pinomm,her evde aynı şeyler.

Ben de kendimce pratik ve yaratıcılığı geliştirecek yöntemler bulsam da sonuçta ,alıp oyuncakları önlerine koyuyoruz.
Mesela oyun hamurlarındansa kızlarıma gerçek hamur malzemelerinden poğaça yada kurabiye hamuru yoğuruyorum ve geröekten yoğurup tepsiye diziyorlar,pişirince bi mutluluk bi mutluluk sorma gitsin Pinom.
Ertesi günde okula arkadaşlarına götürüyorlar.

Meselaaa artık kumaşları veriyorum önlerine,makas,dikiş iğnesi ipliği,topluiğne ama hepsi bir örtünün üzerinde olacak ki kaybolmasınlar.
bebeklerine ecüş bücüş kıyafetler dikiyorlar.

Meselaa salatayı yaptırıyorum,çorbayı karıştırtıyorum,sofra kur-topla diyorum minik kölelerime:"ben sizi boşuna mı doğurdum ulan,çalışın isauralar" diyorum ;P

Meselaa çarşaflardan odalarına çadır yapıyoruz,mandallarla tutturup,içinde oynuyorlar.

İşeğt,dersinde öğrencilerime yaptırdığım etkinliklerden yaptırıyorum.

Efendim,kız çocukları için şimdilik aklıma gelen aktiviteler bunlardır.
Erkek çocuklar için de siz düşünün oğlan anaları:)

Sadece erkek çocuklarınıza SİLAH ALMAYN yeter!

aza said...

düşündümde gercekten haklısın bizim zamanımızda bir oyuncağın değeri bilinirdi hiç unutmam almanyadan bir akraba barbie bebek getirmiş hediye sanki bana değilde bizim evin büfesine süs olarak getirilmiş onu beş dk elimde tutmak için yalvarır kuzu gibi olurdum hala oyuncakcının önünden gecerken tek baktığım barbi bebeklerdir tabi bunun yanısıra o zamanlar oyun hamuru yoktu ama evden kaçırılan bir maşrafa su ve sokaktaki bolca toprak evcilik oyunlarında yemek yapmak için birebirdi hatta yüzükler yağardık camurdan yada paralar nasıl zengin hissederdik kendimizi gelgelelimki zaman kötü diye çoçukları şimdilerde apartmanlara ve yapay parklara tıktık ve önemini anlamayacakları kadar ellerine oyuncak verdik alalal lafa bak sanki çoçuklarım varmış gibi ahkam kesiyorum herneyse :)güldüm kendime sevgili anneler ve babalar renkli kanserojeni bol topraklar yerine kilosu 2 milyondan çamur alın çoçuklara gercek kile dokunsunlar sevgiler amma doluymuşuz sayende yazıverdik pinom...

pinomino said...

lightercim ne zevklidir değil mi öyle bir yerde evcilik oynamak:)) bende komşumuzun kızıyla az oynamadım bizim apartmanın merdivenlerinde:) sevgilerle..

pembelicim ne diyeyim bizde henüz böyle büyük vakalar olmadı neyse ki:)) ama çok yaramazmış senin yiğenin yaa..nasıl başa çıkıyor annesi..yazık kadıncağıza:) bu arada Deniz'ciğe ben karar vermedim o kendi isteğiyle katıldı aramıza:))

Aslıcım kesinlikle genler:)) Arda da aynı babanın çocukluğuymuş..elinde tornavida herşeyi tamir ediyor evde:)

şehnazcım teşekkür ederim:)

biyonikcim gerçekten bilgiler muhteşem..keşke bi oğlun da olsaydı da aktivitelerine konsaydık:)) kızlar yine daha uysal ve oyun kurucu oluyolar..erkekler haylaz ve konsantrasyon çok az..hadi bakalım bekliyorum tecrübeli oğlan annelerinden öneriler:)))

kürkmantolum..bende var kil ama sosyetik olanlardan..kek gibi bi çimdik şeye 7 milyon vermiştim..dediğin killer nerede satılıyor araştıracağım..oyun hamuru aldım çocuklara ama Deniz yemeye çalıştı kaldırdım..Arda ile yalnızken oynuyoruz..ama kil ile yaparsa hem kalıcı da olur gerçekten..fakat nerde pişireceğiz ..yüksek ısı gerekiyor değil mi?
öptümm:)

İpek Kuscu said...

Canım Pino'cuğum abine mutluluklar dilerim bir ömür boyu.Geçmiş yıllarda, bende evde yığılan oyuncaklardan şikayet ettim durdum ,evdeki her eşya dediğin gibi daha cazip geliyor bence haklılarda ,bırak özgür kalsınlar.

SoSo said...

Çocukları seviyorum ya hele hele seninkiler gibi afacanları daha çok....
Kolay gelsin sana zor afacanların annesi....
:))

Rengarenk dantel said...

:) :) :)
çok eğlendim okurken.
hakikaten söylediklerin aynen oluyor, ya bunlara oyuncak almamalı galiba :) :) :)

Gün said...

Ben de aylardır oyuncak almıyorum, eksikliğini hissetmiyoruz :)

ince eleyen karakter said...

en cok sevdıgım sey oglumla oyuncak oynamak lego yapboz kuplerle kule yapmak toprakta bayılıyor amma benden fırsat buldugu anda ılk ısı mutfak cekmecelerındekı kasıklar davul yapmak ıcın bırde uzun cop posetlerı butun evı bastan basa donmek ıcın -)))) eh ne yapalım olsun dıyoruz sımdı de bana ev yapmak ıcın kumla elınde tırmık kurek en buyuk oyunu bu ara bu cekmeceler dınlenmede
bende bıyonıkcıgım sana katılıyorum sonuna kadar amma malesef ben ınat ettıkce onun en buyuk ıstegı tabanca nerde kımde gorurse gorsun vızıldamaya baslıyor anne alalım dıye

pinomino said...

çilekcim zaten bir özgürler ki sorma gitsin:) bizler oyuncak olduk bebeler evde nerdeyse:) öptüm:)

sosocum teşekkür ederim:) boş bir vaktinde bırakalım sana afacanları da gör gününü:)) sevgiler:)

nazlıcım ben uzun zamandır almıyorum zaten:))

güncüm haklısın..olanlar yetiyor..ben bazılarını saklayıp sonra çıkarıyorum yeni sanıyorlar:))

toprakcım bende almadım silah henüz bilmiyorlar ama büyüdükçe isterler di mi..nasıl engel olacağız yaa..çizgi filmlerden tv'den falan etkilenip tutturuyorlar değil mi? legolaarı bizde çok seviyoruz..sürekli kule yapıp yıkıyoruz:))

Asortik Krep said...

Pino hoşuna gider mi bilmem ama ben Çağıla 10 yaşından beri bulaşık makinesini boşaltma oyunu ve sofrayı hazırlama ya da toplama oyunu oynatıyorum..Benim oyunlarım da çok yaratıcı çünkü ileride yalnız yaşarsan elin alışık olsun dediğimden onun hoşuna gidiyor :))

aza said...

pinocum bulunduğunuz şehirin herhangi bir seramik atölyesinden yada üniversitelerin seramik bölümlerinde bulabilirsin bizim burası olsa anında temin ederdik ama :) napalım sizin ora bizim bura değil sevgiler...

pinomino said...

asortikcim bizim oyun şöööle:)) bulaşık makinasına Deniz ve Arda birlikte sığabiliyo mu oyunu..sonracııııma çamaşır makinasına kumandaları saklama oyunu...masanın üzerindeki tabakları yere atma ve kırılıp kırılmadığını test etme oyunu..devam edeyim mi:)))

kürkmantolum tatam ben araştırıp bulurum buralardan:( öptüm sevgiler:)

gazel vakti said...

Pinocum tatlım kıymatlım benimde iki oğlum var.Ve tencereler yamuldu artık oyun oynanırken.Büyük oğlum son model tefal marka ütümü balık tuttarken bozmuştu.Küçükte evdeki alet edevatla hatta eşek kadar alet çantasıyla oynuyor.Radyötörleri sökmeye çalışıyor.Saymakla bitmez artık:Ben artık oyuncakları ortadan kaldırıp normal eşyaları paylaşmayı öğrendim.

Pareo Anne said...

pinocum al benden de o kadar...
kayınvalideme göre oyuncakçı açacak kadar çok oyuncağı var. özellikle çalıştığım dönemde, çalışan anne psikolojsiyle neredeyse her gün bir oyuncak alıyordum. sanki yokluğumu anlamasın diye...
ama 5 dakika sonra oyuncağı bırakıp ambalajı ile oynamaya başlıyordu. hala da durum pek değişmedi. benim bile ayıla bayıla aldığım oyuncaklara hiç pas vermiyor. geçen gün arkadaşların kızının bir mutfağı vardı. boyu hizasında tam teşekküllü çok güzel bir mutfak. fiyatı da hayli tuzlu. ama bizimki çok güzel oynayınca hadi paraya kıyıp alalım dedik. ama ben küçük gıcığımın huyunu bildiğimden önce onayını almak istedim ve konuya şöyle girdim:
"annecim, hani geçenlerde çılga ablanlarda bir mutfak vardı ya, sen çok güzel oynamıştın hatırladın mı?"
bizimkinin bu soruma verdiiği cevap aynen şu oldu:
"ALMA"
çocuk bile huyumu öğrendi, leb demeden leblebiyi anladı diye bir süre güldük bu olaya.
kayınvalidemler çok kızıyor, çocuğu kıymet bilmez yapıyorsunuz diye. ama etrafımdaki bütün çocuklar aynı. neyse ben de artık bir süredir oyuncak almıyorum. bir saksı fesleğen aldım, onu büyütüyoruz beraber. sonra pamukta fasulyeler yetiştirdik, şimdi saksıda büyüorlar.
kağıt kesmece, kağıt katlama gibi şeylerle oynuyoruz. çarşaftan çadır, sandalye ayaklarında salıncak, poşetlerden uçurtma gibi çocukluğumdan kalma şeylerle oynuyoruz. nasıl hoşuna gidiyor anlatamam.
bu arada düğün elbisen süper. ben 40 bedene düştüm diye sevinirken sen 36 olmuşsun. daha ne ister ki insan ayol.
papyonlu veletleri de ısırasım geldi.

Unknown said...

Yazdıkların ve çizdiklerin çok güzel Deniz ve Arda'nın gözlerinden
öper başarılar dilerim pinocuğum.

ibeking said...

cok dogru yazmışın pino..hakkaten benim oğlan için de hiçbirşey kumanda, kaşık, tencere ve dolap içindeki malzemelerden daha kıymetli değil..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...