
Gözlerimi kapatıyorum. "Gerçekten mutlu muyum?" diye soruyorum kendi kendime. Bir film şeridi gibi geçiyor görüntüler gözlerimin önünden.. Nedir ki mutluluk diye düşünüyorum.
Sonra aklıma Deniz ve Arda geliyor. Yüzümde bir gülümseme beliriyor. En büyük mutluluk onların mutlu ve sağlıklı olması tabi ki..
Peki "sonra" diyorum.. Mutlu muyum ben?
Yine gözlerimi kapatıyorum. Kendim gibi yaşayabildiğimden dolayı şanslı olduğumu hissediyorum. İçimden geleni yapabiliyorum. Hayal alemimi işe taşıyabiliyorum. Beş dakikaya milyonlarca düş sığdırabiliyorum. (En çok Zuu'cuğum zorlanıyor takip etmekte:)) Birbirinden değerli dostlarımla tüm sıkıntılarımı paylaşabiliyorum. Onlar hayatımda olduğu için kendimi gerçekten çok şanslı hissediyorum.
Bugün Tuğba'cığımla konuştuk bu konuyu. Önemli olanın ne kariyer ne para ne de başka birşey olduğuna, asıl mutluluğun ise yaşanılan anın keyfini çıkartmak olduğuna karar verdik:) Tabi ki sonrasında ikili olarak üzerinde çalıştığımız projelerin hayallerini kurduk. Kızlarla birlikte hazırladığımız ölmeden önce yapmamız gereken 100 şeyin 145. maddesini ekledik:)))
Öğlen
Bengi'ciğim geldi işyerine. Yine birsürü hayal kurulup, plan yapıldı. Birlikte seramik çalışacağız mesela:))) Hem de bizim evin dibindeki bir atölyede.
Onu uğurlayıp akşamında Gamze'mizi de alıp Flamenko Dans Topluluğuna katılmak için bir dans kursuna görüşmeye gittik. (Tabi öğlen Bengi de kandırılmaya çalışıldı dans derslerine katılması konusunda..Şimdi özel dans ayakkabılarımızı yaptırıp, çalışma eteklerimizi dikeceğiz. Topuz yapacağımız saçlarımıza takılacak gülleri ise ben çoktaaan alıp hazırlamıştım önceden:)
Yine dağıttım konuyu:)
Mutluluktan bahsediyordum değil mi:) Şimdi düşünüyorum da ben mutlu bir insanım galiba:) Mesela birazdan yan odada uyuyan iki tombul yanaklıyı uyandırmadan mıncıklayıp, beni acayip mutlu eden şu bitmeyen resmim üzerinde çalışacağım...Bu ay bitecek gibi.. Çünkü akşam çalışmalarımı daha düzenli yapabiliyorum artık..
Hem Eylül ayı da geldiiiii. En sevdiğim ay!! Tüm hayallerimin, projelerimin başlangıç noktası.. Kimi insana göre hüznün ayıdır Eylül, oysa benim içim içime sığamaz. Tam bir yenilenme, arınma süreci. Yani bu bile bana bir mutluluk nedeni:)) (Ve birazdan demleyip çalışırken içeceğim çay bile:))
Hadi siz de kapatın gözlerinizi ve düşünün. Mutlu musunuz gerçekten??