Babam 70 yaşında emekliliğinin baharında bir delikanlı. Tüm vaktini bilgisayarının karşısında kelime oyunu ve mail okumakla geçiriyor. Mesaisi sabah 9'da başlıyor ve gecenin geç saatlerine kadar sürüyor. En büyük hobisi forward mail yollamak. En son çıkan teknolojik ürünler, duygusal sunumlar, fıkralar, organ mafyası, kaçırılan çocuklar, bankamatik hırsızlıkları, türlü dolandırıcılıklara karşı önlemler, güzel çocuk fotoğrafları, günün önemli olayları,sebze ve meyvelerin yararları... Hepsi babamın gün içindeki psikolojisine göre yollanır....Kime mi? Bana, abime, emekli arkadaşlarına, meslektaşlarına, koro tayfasına, komşulara...İlk başta pek üzerinde durmuyorduk ama doz arttıkça abimle benim sigortalar da atıyordu:) Üstelik ben her akşam mailleri okuyup okumadığım konusunda test bile ediliyordum. Tüm bunlardan sonra abimle küçük sitemlerde bulunduk babama....Mailler kesildi.
Artık sabah bilgisayarımızı ve ardından mail kutumuzu açtığımızda babamın mailleri ile karşılaşmıyorduk. İçimizi nasıl bir hüzün kapladı anlatamam...Farkında değildik ama o mailler babamın sağlığının ve keyfinin yerinde olduğunun bir göstergesiydi:) Yaklaşık bir hafta sonra neredeyse yalvardık babama "Lütfen bize en beğendiğin mailleri yeniden yolla!" diye:) Önce biraz nazlandı, ama sonra baba yüreği tabi dayanamadı...
Şimdilerde mi ? Pek mutluyuz abimle, forward maillerimize kavuştuk diye:))
13 comments:
Pino
O kadar duygulandım ki okuyunca. Babam da mesai arkadaşı babanın. Ondan mı acaba?
Aman onlara birsey olmasin da Pinomcum, hep gelsin mail' ler:)
sardunyacim, bende ayni duygulari yasadim yazarken..optum seni kocaman..mutlu yillar:)
nesecimmm..kesinlikle haklisinnn:) sevgilerrrrrr..muck!
Tanrı mailsiz bırakmasın:))
İzninizle olayı biraz derinleştirmek istiyorum.
Hayatımızda bulunan, ancak bizim dikkat etmediğimiz çok büyük olaylar...
Gurular, medyumlar, psikologlar, sosyologlar, din adamları, vb.. sürekli bize anlatmaya çalışıyorlar..
Hayatta sahip olduklarımızın değerini...
Bizlerde safça acaba nerede o değerli şeyler diye etrafımıza bakınıp, duruyoruz..
Halbuki hayat denen şeyi çözmek için hepsi etrafımızda dolaşıp,duruyor...
Ben burdayım, dikkatini bana ver diyor..Ben, senin sahip olduğun en önemli şeyim diyor...Ama görmüyoruz, duymuyoruz...
O hayatın anlamını içeren şeylere güneş vuruyor ve birer gölgesi tam da bizim hayatımıza düşüyor...İzdüşüm....
Evet mailler de sizin hayatınızda bir izdüşüm...Herkesde olan fakat farklı görünümde ortaya çıkan...
Diğer farkedemediğimiz izdüşümlerle birlikte....
Babanıza selamlarımı iletiniz lütfen..
Bir kişiyi daha bilgilendirmek ve aydınlatmak istiyorsa...buyrun mail adresim....
demlihayat@msn.com
Pinocum ne güzel yazmışsın! Bayılarak okuduk, çoook çok tatlısınız hem baban, hem abin, hem sen.. babanı sevgiyle kucaklıyoruz! :)))
Sevgili Pino,
Basta aman ne oluyor dedim, sonra huzunlendim... Iyi ki yolluyor tadini cikartin :))
Keske benim babam da bana yollasa her gun :))
Kucak dolusu sevgiler :))
esintilerciğim teşekkür ederim:)
sevgili demli hayat, ne güzel yazmışsınız..Peki emin misiniz mail bombardımanına dahil olmaya:) Babam bu sabah karda kışta koroya gitti o nedenle henüz meajınızı okutamadım. Ama ben size seçip yollarım ara ara..Çünkü cidden baya fazla geliyor:))
Mutlu bir yıl dilerim güzel eşinizle birlikte, sağlıkla ve mutlulukla:)
bembicim teşekkürleerrr:)Karlı bir Pazar sabahı içini ısıtabildiysem ne mutlu bana:)
MoonSun`cım merhaba:) Hemen açalım babana bir mail adresi:) O kadar çok seviyorlar ki teknolojiyi kullanmayı, başından kalkmıyorlar sonra:) öptüm çokkk:)
Pinocum;
Canım yaa ben de duygulandım çok okuyunca.Ben de kızıyorum bazen ama gelmeyince de aynı senin gibi üzülüyorum çok.Demli hayata da sonuna kadar katılıyorum.Mutluluk ne kadar yakınımızda aslında.Bazen nasıl da yakınıp duruyoruz arıyoruz fıldır fıldır.Bunların değerini bilmek lazım.İstedikleri kadar yollasınlar.Bu olaya bende katılmak istiyorum sen bana da yolla arada babanın maillerinden olur mu?Seve seve okurum.Öpüyorum kocaman.Bizden de babacığına selamlar sevgiler
Keşke benim babam da mail gönderebilse ama cep telefonunu açıp kapamayı bile öğrenemedi, vazgeçti:))
Sevgili Tuğbacım katılıyorum sana..hem sen bunu daha çok hissedersin uzaklarda.. neyse çok duygusallaşmadan sana buradan şarkını yolluyorummm:) öptümmm çokk:)
Çenebazcım aynı yollardan geçtik, babam yıllar önce bilgisayarla ilk tanıştığında en önemli şeyin mose kullanmaktan ibaret olduğunu sanıyordu:) şimdi resmen kurt oldu..ama öğrenme süreci tabi ki acılı:))))
Sen anlatırken bende kendi babamı görür gibi oldum. Babamda bana bir dünya mail atıp sonra aldın mı, okudun mu diye sorar. Hatta dün akşamda yaşadım bu olayı::))) Ama bende asla şikayetçi değilim. Hatta hoşuma gidiyor onun bu kadar teknolojiden faydalanıyor olması ve öğrenmek için bu kadar çaba harcaması....
Acaba biz yaşlandığımızda o zamanın teknolojisinin bu kadar takip edebiliyor olacak mıyız? :o)
Senacım zaten çok benziyor babalarımız anlattığın kadarıyla:) Aynı jenerasyonlar ya..yaşadıklarımız çok benzer:) Hele o gün dediğin gibi sahip oldukları teknoloji bizde yok:))))
Post a Comment