Gece konsere gitmek isteriz bebeleri ona bırakırız, Bülent yokken çocuklarla eve tıkılıp kalırım üşenmez taaa dağın tepesindeki evimize gelir bizi alır Eymir'e götürür, günübirlik İstanbul gezilerimizin organizatörüdür... Bir ara flamenko öğrenme maceramız da olmuştu üç ay kadar birlikte yoga yapmışlığımız da (ki ben uzak ev sendromu nedeniyle bırakmak zorunda kalmıştım) Şu son günlerde seramik grubumuza da girdi:) Gerçi ilk yaptığı kedinin kafası fırında pişerken patladı o ayrı mesele:)
Şimdilerde ise kendisi blog dünyasına adım attı. Bu da onun blogu. Şu sincap hadisemizi hatırlarsınız. Didişip durmuştuk iki hafta boyunca.. İşte o sayfaları görmek için siz yukarıdaki linki tıklarken bende ona blog hayatında başarılar diliyor, sevgilerimi yolluyorum:)
4 comments:
Pinocummmmmm,
Çok teşekkür ederimmmmmm. Bir tanesin sen. İyi ki hayatımızdasın. Çevrene ışık ve enerji saçıyorsun. Herkese bu ışık ve enerji iyi geliyor. Üstelik, öyle uğurlusun ki, sayende tanıştığım herkes de bir tane. Seni seviyorummmmmmmm...
Pino,
Çok şekersin...
Hele o çizimler yok mu? (Bazen grafiker ortağıma senin çizimlerini gösteriyorum, kıskandığını söylüyor) :)
Bir gün tanımak isterim sizi kızlar...
Zira yazmak ve çiz(dir)mek benim de yaşam biçimim...
Oralara geliyorum zaman zaman...Bir kahve içimlik zaman yaratılabilir...
beraber çalışmak çok zevkli olmalı eminim, didişmenin sonunda da olabilecek en sevimli sincaplar ortaya çıkmış ama..sevgiler :)
Tuğbaaa bende seni seviyorummmmmmm:) Hatta dur şimdi iki adım atıp seni öpmeye geliyorum :))
Sevgili Betül her zaman bekleriz dergimize.. Çocuklar için üretmek çok keyifli.. iyi ki bu işi yapıyoruz değil mi.. sevgiler:)
Demetcim kesinlikle çok zevkli ve çok şanslıyız birbirimizi bulduğumuz için.. Ve sincap konusunda kesinlikle haklısın:D sevgilerimleee:)
Post a Comment