Tuesday, January 11, 2011

Rezidans Tarlaları


Evim dergisi Kasım sayısında Emre Özgüder, Elektrikli Süpürge adlı köşesinde rezidanslara yer vermiş, ve yazısında neredeyse her rezidans reklamında kullanılan pusetli anneden söz etmişti. Ben de küçük bir araştırma yapmış her ne kadar 3 boyutlu modelleme de olsa pusetli anneyi bulup kendisine yollamıştım:)
Ocak sayısında yeniden rezidans konusunu ele almış Emre bey ve konuyla ilgili yazdıklarıma da yer vermiş.

  (Okumak için sayfanın üzerini tıklayınız.)

Yeni trend rezidanslar ya da hücre evler diyelim, bana göre değil. Ben adımımı attım mı toprağa değecek bir evin hayalini kuruyorum. Şimdilik çocuklar için büyük şehirde yaşıyor olsak da hayalimiz her Türk çifti gibi bir sahil kasabasına yerleşmek:D

10 comments:

Nesobaby said...

Ben de kocaman bahçem olsun istiyorum hem çok güzel çiçekleri yetiştireyim hem de büyük bir kısmında kimsesiz kedileri köpekleri barındırayım istiyorum özgürce koşabilecekleri kocaman bir bahçe :)
Ayrıca balkonsuz evleri hiç sevmem , artık fransız tipi diye balkonu olmayan evler yapıyorlar. Evet gerçekten şık görünse de kenarında pembe çiçekli saksıların olduğu kocaman bir balkonun keyfine değişmem :)

Nihan said...

ah aynen Pinocum,oğlum büyüsün,şu anki evimizi seviyoruz ama ben de ayağım toprağa değsin istiyorum.Bir ara burada amerikan stili çok tatlı evler yaptılar, ama merkeze uzaklığı dezavantaj. bir gün biz de çok istiyoruz. :))

Anonymous said...

Nasıl güzel olur bahçeli bir evde yaşamak,heleki en esas zamansa bence çocuklar büyürken olmalı,ben o şekilde büyüdüm hayattaki en büyük zenginlik olur bir çocuk için hemen kapıdan bahcesine cıkıp oynamsı.

pinomino said...

Nesocum, Nihancım, Ayşencimm... komşu olsak nasıl olur bir köyde?? Ben bu şehir hayatına daha ne kadar dayanabileceğim hiiiiç bilemiyorum:)
Bahçemiz, kedilerimiz, kuşlarımız, sebze ve çiçeklerimizle çoluk çombak yaşayalım istiyorum...

Sayın KARACA said...

benim babamların küçük bahceli bir evi var. Bi akşam eve geldim. Babam bahceye diktiğim limon ve grefurt ağacını gördünmü dedi. Bahçeye bir çıktım evet ağaçlar dikilmişti. Ama bir enteresanlık vardı. Gülmekten yerlere yattım. Sabırsız babam fideleri dikip meyve vermesini beklemektense dalında limon ve kocaman grefurtlar olan ağaçları diktirmişti :)

Vijdan said...

Aynenn katılıyorum pinocuğum sana ..
İst.bayramda gittik bu tür bir eve akraba ziyaretine dünya kadar para vermişlerrr hanii ballandıra ballandıra anlatıyorlar..
Biz patladık sıkıldık nilimle birlikte kutu gibi bir ev bize göre değil :)

İnşallah bizimte tek hayalimiz sahil kasabası...

Vijdan said...

Bakarsın olur pino :)
Sevgiler

pinomino said...

sayın karaca öldüm gülmekten:) babanıza hak veriyorum.. ben de pek sabırsızımdır:)

vijdan umarım olur.. çok yoruldum artık koşturmaktan:D

Nesobaby said...

Pino sen en iyisi bize hayalimizdeki bu kasabayı çiz biz de bakıp bakıp hayal kuralım belki ilerde gerçekleşir :) Ben Mayıs'ta Van'a gitmiştim. Çolpan köyünde bir butik otelde kaldık. Ama butik dediğim sosyetik butiklerden değil ( butik oteller kitabından bulmuştukta) gayet 4 duvar 1 kapı odacıklar :) Bildiğin köyde kaldık Van gölüne karşı , kapımın önünde kazlar ve onların minik yavruları , köpekler Arı kuşu ( işte ilk orda gördüm) inanılmaz huzurlu. Zaten bahçeyle uğraşmak insanı nasıl rahatlatıyordur annemleri yazlık bahçesinden biliyorum :) İnsanın ömrü uzar oralarda kesin

Anonymous said...

Birde bitmek bilmeyen reklamları yokmu bu residanceların sorma gitsin. Resmen yeni doğan nesilin sağlıklı yaşamla ortamla ilgisi kalmadı . Yazın Didim'e yazlığa gidiyorum.Heryer çim ağaç sebze meyve.Birde kendim yetiştiriyorum bir güzel zevki varki hiç sorma. Pembe tarla domatesini koparıp ekmek araSI yapmanın zevkini tatmalı her çocuk.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...