
Küçüklüğümden beri bayılırım gitmelere. Nereye mi? Neresi olursa. Başka semt, başka şehir, başka ülke.. Hiç fark etmez. Oysa şimdi sadece kağıt üzerinde gidebiliyorum hayal ettiğim yerlere.
Bu çizimi çok büyük bir keyifle yaptım. Hatta işyerinde kendisinden ayrılamadım. Eve kadar birlikte geldik. Şu an karşıma koydum izlemekteyim büyük bir aşkla. Sabah ise işe beraber gideceğiz:)
Yine ekolin ile boyadim bu deseni. Daha önce de yazmıştım insan bir boyaya aşık olabilir mi diye? O kadar hafif o kadar zarif ki, komik ama yeni yeni keşfediyorum renklerin dünyasını.
Mesela bugun Zuu'cuğum ile yaşadığım küçük bir diyalog.
Zuu: Ne güzel olmuş arka plan. Ağaçları ne renk boyayacaksın?
Pino: Tabi ki kahverengi. Bir ağaç başka ne renk olabilir ki Zuu..
Zuu: Hani şöyle değişik bir renk girsen.
İşte bu diyalog bugünün kilit noktasıydı. Ben renklerden korkan bir insanmışım da haberim yokmuş. Sanki tüm ağaçlar kahverengi olmak zorundaymış gibi bir tıkanıklık içine girmişim. Alın size mor ağaç.. Oh be.. artık cesurca kullanacağım renkleri..
Canım büyülü ormanım benim..
Neyse.. şimdi biz yemek yemeye gidiyoruz çizimimle:)
Herkese iyi akşamlar:)