Friday, October 31, 2008

Uyumak İsterdim!!!!

Tembel hayvanları bilir misiniz??
İşte ben bazen sevimli bir tembel hayvan olmak istiyorum:)) Şöyle bir dala tutunmayı ve günde yaklaşık 17 saat uyumayı düşlüyorum:) O kadar tatlılar ki yere indiklerinde dakikada en fazla 30 cm ilerleyebiliyorlar:) 
Günde en fazla 5 saat uyuyan bir insan için garip bir istek değil, di mi:)))

Tuesday, October 28, 2008

SüperPino Biraz Yorgun!

Bugün yazı yazacak havamda değilim:) Zaten günlerdir güncelleyemediğim blogum nedeniyle tüm moralim çökmüş vaziyetteydi. Erişime yeniden kapanmadan şu çizimimi yükleyim bari.. İki günümü fiziksel ve ruhsal dinlenmeye ayıracağım. Bir de beni (bizi:) çok heyecanlandıran bir proje üzerinde çalışıyorum. Ama şimdi ne yazık ki ne olduğunu yazamam :) 
Şimdilik Herkese Kocaman Sevgiler!!
Ve de tüm bloggerlara geçmiş olsun, bir daha böyle çağ dışı uygulamalara maruz kalmayalım dileklerimle...
 

Sunday, October 26, 2008

Fare Deliğinden Sesleniyorum!!

Bloguma girmek için bir fare gibi yeraltından gizli gizli ilerliyorum. İnce borulardan,tünellerden, karanlık odalardan geçiyorum.
Kimseye çaktırmadan bir zamanlar benim olan renkli, sevimli odama ulaşıyorum. Ama içimde her an bir korku var. Bir sonraki anın ne olacağını kestiremiyorum.. Herşey olabilir. Belki yarın Photoshop'u açtığımda bu programa erişiminiz mahkeme kararıyla engellenmiştir yazısı ile de karşılaşabilirim. Komik geliyor değil mi?? Ama olmayacağına kim garanti verebilir??
Not: Çizim tabi ki yapmıştım ama bu fare deliğinden yüklemeyi başaramadım :(

Wednesday, October 22, 2008

Zuu'nun Mutfağı


Sevdiğim insanların yaşamlarına resimlerimle sızmayı çok seviyorum:) Bu günden itibaren her sabah saat 06:30'da sevgili editörüm Zuu'cuğum güne Pino'nun mavi mutfak kedisi ile başlayacak:))) Umarım bu kedi ona bol bol neşe, mutluluk ve enerji getirir.
Bu arada merak edenler için yazıyorum, neredeyse kendim kadar olan ve boya boya bitiremediğim tablom halen devam ediyor.. Bitince onu da yayınlayacağım. 

Friday, October 17, 2008

Sanat Molası

Tam 24 saat sürecek İstanbul gezimiz bu gece 22:30 da başlıyor:) 4 tasarımcı ve 2 bilim yazarı İstanbul'da diğer 3 tasarımcı ile buluşup tüm gün sanat gezisi yapacaklar:)) şu ve şu programın bir bölümünü oluşturuyor.
Yaşasın kısa yolculuklar, yaşasın sanat :))))

Wednesday, October 15, 2008

Sabırsız Bebeklerin Sitesi

Sevgili Deniz'in çok büyük emek ve özveri ile hazırladığı Prematüreyiz Biz sitesi tasarımı yenilenerek son halini aldı. Prematüre bebek büyüten annelerin bilgi alışverişi yapabilecekleri, psikolojik destek alabilecekleri yararlı bir web sayfası. 
Aslında bir anlamda sabırsız bebeklerin, minik savaşçıların sitesi..
Buradan Deniz'e eline sağlık diyor ve sonsuz sevgilerimi yolluyorum..

Tuesday, October 14, 2008

Dolu Dolu Haftasonu :)

Bu haftasonu Cuma akşamından Pazar geceyarısına kadar çok hızlı bir tempoda ve sürekli koşturarak geçti. İlk olarak Cuma gecesi daha önce haberini verdiğim Alman Kültür Merkezi'ndeki çocuk illüstrasyonları sergisinin açılışı ve devamında çok değerli Türk ve Alman çocuk kitabı yazarlarının hem kendi çocukluklarını hem de çocuk edebiyatına bakış açılarını dinledik. Panelin tek talihsizliği bu konuda hiçbir bilgisi ve birikimi olmayan Abbas Güçlü'nün davet edilmesiydi. Kendisi sadece muhalefet olma adına en ufak bir mantık kırıntısına sahip olmayan düşüncelerini bir saniye bile nefes almadan ardı ardına sıraladı. Sinirlendiğim nokta davet edilen çocuk edebiyatı yazarlarını çok daha fazla dinleyebilecekken sınırlı zamanımızın bu gazeteci bey tarafından boşuna harcanmasıydı. Umarım bundan sonra kendisi ile hiçbir panelde karşılaşmayız çünkü kendisine bir saniye bile tahammül edebileceğimi sanmıyorum:) Zaten çıkışta sevgili Bengi'ciğim sağolsun bana yol boyunca terapi yaptı :)
Cumartesi sabahına ise çok güzel bir şekilde başladım. Yazılarımı uzun zamandır takip eden sevgili Günlük Süt bizimle birlikte seramik atölyesine gelecekti:) Sabahın erken saatlerinde ıssız bir sokakta karşılaşıp birbirimizi tanıdık :) Ben aynen çizdiğim gibiymişim dediğine göre :)
O da daha önceden tahmin ettiğim gibi çok şeker, çok tatlı bir insan. Sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi hissettim karşılaşınca. Zaten sonrasında hemen Bengi'nin kapısına dayandık:) Onu da alıp atölyeye kısa bir yürüyüş yaptık. Üç saatten fazla seramik çamuru ile oynadık:) O kadar rahatlatan birşey ki anlatamam, insanın tüm negatif enerjisini çekip alıyor. Hocamız Hacettepe Seramik bölümünden çok cici bir kız. İlk gün için bize sucuk yöntemi ile obje yapmayı öğretti. Şu an çalışmalarımız büyük bir gizlilikle sürdüğü için sergileyemiyoruz:)
Buradan çok tatlı Günlük Süt'cüğümüze bize katılıp hayatımızı renklendirdiği için çoook teşekkür ediyoruz:) Bu Pazar gününü de iple çekiyoruz:)
Cumartesi öğlen ise bizim bebeler ve kuzenimin bebeleri Maya ve Timur ile çizim çalıştayı yaptık:)) Maya resim yapmayı çok seviyor. Arda ile de kreşten sınıf arkadaşı aynı zamanda. Tüm öğleden sonra onlarla birlikte hem çizdik hem boyadık sonrasında ise bir sürü değişik oyunlar oynadık. Mesela ben Arda ile Maya'yı Afrika'nın balta girmemiş ormanlarında aslan yaptım:) Deniz ise onları görünmeden takip edip fotoğraflarını çeken doğa fotoğrafçısı oldu. Günün sonunda evin durumu ise gerçekten balta girmemiş orman görünümündeydi:)
Pazar sabahı ise ufaklıkları bir sürpriz bekliyordu. Canım Kiki'ciğimin dış mekanda gerçekleştirdiği moda çekimine davetliydik:) Bizim bebeler hayatlarında ilk defa moda fotoğraflarının nasıl çekildiğini gördüler. O kadar çok uslu durmalarını tembihlemişim ki beni bile şaşırttılar bu konuda. Kiki'm yine birbirinden muhteşem tasarımlarını çok sevimli bir ortamda görüntüledi eşiyle birlikte. Eminim yakın zamanda sergiler blogunda. 
Pazar öğleden sonra ise bebelerle birlikte yemek hazırlayıp Arda'nın seçtiği "Ratatouille" filmini izledik. Neyse ki konu yemek olunca film aşkına benim pişirdiğim tüm yemekleri de silip süpürdüler :) Üstelik yemeden önce de gözlerini kapatıp koklayarak yorum yapıyor minik zibidiler:) 
Pazar gecesi Deniz ve Arda nihayet! uyuduktan sonra üzerimden tır geçmiş gibi hissediyordum. Ama dinlenmeli bir sonraki gün için enerji toplamalıydım:) Sanırım onlar büyüdükçe ben de kendime yeni enerji kaynakları bulmalıyım. Çünkü zaman geçtikce hızlarına yetişemediğimi görüyorum :) 
Bu arada sevgili arkadaşım Emre sitesinin tasarımında düzenlemeler yaptı. Ev hediyesi olarak onlara minik bir siber kedi hediye ettim:) Uğur getirmesini diliyorum buradan:))

Friday, October 10, 2008

Mutlaka Gidilmeli !!


Elif'ciğim çok güzel yazmış tüm bilgileri:) Çocuk kitabı resimleme konusuna ilgi duyan herkesin katılması gerektiğini düşünüyorum. 
Yer:Alman Kültür Merkezi
Tarih:10.10.2008
Saat:18:30

Thursday, October 09, 2008

Mutfak Kuşları

Ben bu bayram tatilini burun çekerek, öksürerek aslında tam anlamıyla sürünerek geçirirken Çakıl'ım ise taa İstanbul'lardan gelip her gün her gece alemlere akarak gününü gün ediyordu.. Çok kıskandım tabi:) Hemen bir plan yapıp bebeler annemlerde uyuduktan sonra onu alıp kendi evime kaçırdım. Yol üzerinde uğradığımız Dost Kitabevi'nden tanesi 3 liraya inmiş olan bir sürü DVD aldık, yanına da ilaç niyetine bir şişe şarap:) 
Neyse, hemen hızlı bir yemek hazırlığından sonra battaniyelerimizin altına büzüşüp önce üçüncü sınıf bir amerikan filmi izledik. Daha sonra tırsık Çakıl'ıma David Lynch'in Kayıp Otoban filmini koydum. Korkudan sürekli gözlerini kapattığı için uyuyakaldı:) Üç dört kez dürtüp uyandırmama rağmen tam olarak başarılı olamadım. Film yarım kaldı :(
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra bir süre miskinlik yaptık. Ben ona damla sakızlı Türk kahvesi denettim. (Gelen her misafirime silah zoruyla içiriyorum vallahi, ben sevdim ya herkes sevmeli:)
Kahvemize güzel bir müzik ve bol bol dedikodu eşlik etti:) Sonrasında ise o yine alemlere akmaya gitti ben ise bebelerimin yanına:)) 
Gelecek sefer o korku filmi bitecek Çakıl Hanım:) Öyle korkarım morkarım yok tamam mı:)

Wednesday, October 08, 2008

Seramik Atölyesi Heyecanı :)

Nedense hep aklımda olan ama sürekli ertelediğim bir hayalimi gerçekleştiriyorum bu Cumartesi günü. 
Bengi ve Tuğba ile birlikte seramik atölyesine gidiyoruz!! Bir sürü taslaklar hazırladım. Çok keyifli olacak eminim ki.. 
Bir de son bir haftadır bende başlayan bir heykel aşkı var. Belki de zaman içerisinde taslaklarım kocaman heykeller olurlar:) Zaman içerisinde dediysem şöyle bir on onbeş yıl içinde tabi :)))

Monday, October 06, 2008

Siyah Beyaz Bir Aşk Filmi

Akşam işten çıkıp annemlere gittiğimde babamı beşbin küsur fotoğrafla boğuşur halde buldum. Hepsini teker teker elden geçirip albümlere yerleştiriyordu. Kendisi gençliğinden beri fotoğraf çekmeye çok meraklı olduğundan aile bireylerimizin tamamının neredeyse fotoroman olacak sayıda fotoğrafı mevcuttur. Tabi bu beşbin küsur fotoğraf sadece 2000'li yıllara kadar olan ve tab edilmişlerin sayısı. Daha sonra dijital makinalarla çekilip CD'lerde saklananları saymıyorum bile..
Neyse, bende hemen daldım kutuların arasına.. Gerçekten çok eğlenceliydi geçmişe yolculuk yapmak. Sonra bizimkilerden eski fotoğraflarını tarayıp bloguma koyma iznini aldım. Babamla yaklaşık yarım saat en yakışıklı fotoğraflarını seçtik, aralarından elemeler yaptık :) Tabi komik konuşmalar da geçti aramızda bolca, mesela babam,
"Bak görüyor musun balık fosilini, al bunu da koy" diye uzattığı fotoğrafı
"Baba saçmalama yaaa, ne alaka şimdi balık fosili romantik resimlerin içinde.." derken ben,
"Sen biliyor musun kaç yaşında bu fosil!!"
şeklinde azarı yedim yani:)
Uzun süren çalışmalar sonucunda aşk hikayelerini üç evreye ayırarak bu zorlu işin içinden çıktık:)
Tabi ben fotoğraflara bakarken annemin her daim yapılı saçları, şık elbiseleri, pırıl pırıl halleri, babamla birbirlerine aşkla bakışları çok iç geçirmeme neden oldu. Ne güzel, ne masummuş o dönemler.
Keşke ben de o yıllarda yaşasaymışım. Şimdiki zamana bakıyorum da her şey ne kadar hızlı, özensiz ve yapay geliyor insana.
Hani geçmişe özlem duyar ya insan, ben ise hiç varolmadığım bir geçmişi özlüyorum:) Ne tuhaf!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...