Bu haftasonu Cuma akşamından Pazar geceyarısına kadar çok hızlı bir tempoda ve sürekli koşturarak geçti. İlk olarak Cuma gecesi daha önce haberini verdiğim Alman Kültür Merkezi'ndeki çocuk illüstrasyonları sergisinin açılışı ve devamında çok değerli Türk ve Alman çocuk kitabı yazarlarının hem kendi çocukluklarını hem de çocuk edebiyatına bakış açılarını dinledik. Panelin tek talihsizliği bu konuda hiçbir bilgisi ve birikimi olmayan Abbas Güçlü'nün davet edilmesiydi. Kendisi sadece muhalefet olma adına en ufak bir mantık kırıntısına sahip olmayan düşüncelerini bir saniye bile nefes almadan ardı ardına sıraladı. Sinirlendiğim nokta davet edilen çocuk edebiyatı yazarlarını çok daha fazla dinleyebilecekken sınırlı zamanımızın bu gazeteci bey tarafından boşuna harcanmasıydı. Umarım bundan sonra kendisi ile hiçbir panelde karşılaşmayız çünkü kendisine bir saniye bile tahammül edebileceğimi sanmıyorum:) Zaten çıkışta sevgili
Bengi'ciğim sağolsun bana yol boyunca terapi yaptı :)
Cumartesi sabahına ise çok güzel bir şekilde başladım. Yazılarımı uzun zamandır takip eden sevgili
Günlük Süt bizimle birlikte seramik atölyesine gelecekti:) Sabahın erken saatlerinde ıssız bir sokakta karşılaşıp birbirimizi tanıdık :) Ben aynen çizdiğim gibiymişim dediğine göre :)
O da daha önceden tahmin ettiğim gibi çok şeker, çok tatlı bir insan. Sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi hissettim karşılaşınca. Zaten sonrasında hemen Bengi'nin kapısına dayandık:) Onu da alıp atölyeye kısa bir yürüyüş yaptık. Üç saatten fazla seramik çamuru ile oynadık:) O kadar rahatlatan birşey ki anlatamam, insanın tüm negatif enerjisini çekip alıyor. Hocamız Hacettepe Seramik bölümünden çok cici bir kız. İlk gün için bize sucuk yöntemi ile obje yapmayı öğretti. Şu an çalışmalarımız büyük bir gizlilikle sürdüğü için sergileyemiyoruz:)
Buradan çok tatlı Günlük Süt'cüğümüze bize katılıp hayatımızı renklendirdiği için çoook teşekkür ediyoruz:) Bu Pazar gününü de iple çekiyoruz:)
Cumartesi öğlen ise bizim bebeler ve kuzenimin bebeleri Maya ve Timur ile çizim çalıştayı yaptık:)) Maya resim yapmayı çok seviyor. Arda ile de kreşten sınıf arkadaşı aynı zamanda. Tüm öğleden sonra onlarla birlikte hem çizdik hem boyadık sonrasında ise bir sürü değişik oyunlar oynadık. Mesela ben Arda ile Maya'yı Afrika'nın balta girmemiş ormanlarında aslan yaptım:) Deniz ise onları görünmeden takip edip fotoğraflarını çeken doğa fotoğrafçısı oldu. Günün sonunda evin durumu ise gerçekten balta girmemiş orman görünümündeydi:)
Pazar sabahı ise ufaklıkları bir sürpriz bekliyordu. Canım
Kiki'ciğimin dış mekanda gerçekleştirdiği moda çekimine davetliydik:) Bizim bebeler hayatlarında ilk defa moda fotoğraflarının nasıl çekildiğini gördüler. O kadar çok uslu durmalarını tembihlemişim ki beni bile şaşırttılar bu konuda. Kiki'm yine birbirinden muhteşem tasarımlarını çok sevimli bir ortamda görüntüledi eşiyle birlikte. Eminim yakın zamanda sergiler blogunda.
Pazar öğleden sonra ise bebelerle birlikte yemek hazırlayıp Arda'nın seçtiği "Ratatouille" filmini izledik. Neyse ki konu yemek olunca film aşkına benim pişirdiğim tüm yemekleri de silip süpürdüler :) Üstelik yemeden önce de gözlerini kapatıp koklayarak yorum yapıyor minik zibidiler:)
Pazar gecesi Deniz ve Arda nihayet! uyuduktan sonra üzerimden tır geçmiş gibi hissediyordum. Ama dinlenmeli bir sonraki gün için enerji toplamalıydım:) Sanırım onlar büyüdükçe ben de kendime yeni enerji kaynakları bulmalıyım. Çünkü zaman geçtikce hızlarına yetişemediğimi görüyorum :)
Bu arada sevgili arkadaşım
Emre sitesinin tasarımında düzenlemeler yaptı. Ev hediyesi olarak onlara minik bir siber kedi hediye ettim:) Uğur getirmesini diliyorum buradan:))