Tuesday, March 20, 2007

Vazgeçilmezlerim...

Sevgili Bembi beni sobelemiş vazgeçilmezlerim konusunda. Bir anne için vazgeçemeyeceği şey ne olabilir ki? Tabi ki bebeleri:) Yani en azından benim vazgeçilmezlerim onlar. Bir yıl ara ile dünyaya gelen ve birbirlerine hiç benzemeyen iki küçük canavar! Ama resimden de anlaşılacağı gibi ben onları yin yang sembolüne benzetiyorum. Hem bu kadar zıtlar hem de bu kadar birbirlerini tamamlıyorlar.
Şimdi diğer vazgeçemediklerimize değineyim zira onlar doğduktan sonra ben yerine biz kavramı giriyor hayatımıza. Yani benim tek başıma birşeyden vazgeçememe gibi bir lüksüm yok..Ya hep ya hiç şeklindeyiz şu aralar:)
Müzik Arda'nın hayatında büyük bir öneme sahip. Kerem Görsev hayranı. Yani öyle böyle değil. "Existence" albümü ile yatıp "Existence" albümü ile kalkıyoruz. Dinlemekten ve heryere taşımaktan haşat olan cd'nin yenisini alacağım. Bunun dışında klasik müziği çok seviyor.
Deniz ise hiphop çocuğu:) Oynak bişeyler olsun ona yeter:) Öyle fazla düşkün değil aslında müziğe. Genelde Arda'nın seçimlerine boyun eğmek durumunda kalıyor.
Süt yine vazgeçilmezlerimizden. Eve inek bağlasam daha karlı olur diye düşünüyorum. Günde 2.5- 3 litre süt tüketiyorlar.. Tanrım bunlar şimdi böyleyse büyüdüklerinde, ergenlik dönemlerinde ne yapacağım ben:) Sanırım kazan kazan yemek pişirmek durumunda kalacağım!!
Beyaz sabunu, minik kovalarımızı ve yüzen hayvancıklarımızı da seviyoruz banyo vakti geldiğinde. Oyuncak konusunda da "tek" olan herhangi bir şey her zaman için vazgeçilmezimiz olup uğrunda savaşlar verilebiliyor.
Belediye otobüsü ise yine aynı şekilde vazgeçilmez birşey bizim için. Uzay mekiğine binsek bu kadar heyecanlanmayız. Özellikle her durakta insanları uğurlamak, güzel hanım kızlarımıza öpücükler yollamak en keyifli işlerimiz arasında.
Bunların yanı sıra sokağa çıkmak, yeni yerler keşfetmek ailecek zevk aldığımız aktiviteler arasında. Hayat onlarla çok güzel bir şekilde akıyor ve umarım hep böyle devam eder...

18 comments:

ycurl said...

Pino,
Arda ile tanisma firsatina erismistim ama Deniz de onun kadar sevimli. Inanamiyorum ve birbirlerine cok benziyorlar. Ama yazmissin huylari hic benzemiyor diye. Ne hikayeler cikar bu iki yaramazdan hayal bile edemiyorum :)

virginiavalle.blogspot.com said...

:) very cute little ;) they look like an angeles :P

Anonymous said...

Operim ben kivircik Ying Yang miniklerini!

Geliyoruz galiba!

Uzaktaki Superman Deniz' in annesi Nese Teyze:)

JTB (JourneyToBlue) said...

ay pino'cum, özlemişim ayol ben senin bu şeker bebelerini:)) kıvırcıklarının bir sürü fotosunu çekmiştik hatırlarsın Kale'de.. öperim ikisini de...

Şirin said...

Arda ve Deniz ilk bakışta birbirinin kopyası gibiler... Benimkilerde dışardan birbirine benzetilirdi... Ama karakter farklılığını en iyi ayırt eden kişi anne olduğundan çocuklarını fiziksel benzerliklere göre değil kişiliklerine göre değerlendirir...
Ne güzel anlatmışsın onlarla geçirdiğin zamanların zenginliğini... Keşke her anne çocuklarını büyütürken sızlanmak yerine böylesi güzelliklerini fark edebilse... İnan çevremde sağda solda ne insanlara rastşıyorum... sürekli çocuklarından yakınıyorlar... Geçenlerde bankada sıra beklerken 4 yaşında bir çocuk vardı annesi ile birlikte.. Çocuk sıkılmış, sürekli hareket halinde... Herkes çocuğa "yaramaz" damgası yapıştırdı.. anne de "he he" dercesine kabullendi.. Kan beynime çıktı.. Ne kolay savunmasız bir çocuğa damga varmak..Kadına kızdım herkesin içinde... Çocuğunu hiç tanımayan insanların bir iki dakika içinde onu yagılamalarına ve de etiketlemelerine nasıl izin veriyorsun dedim... Kadın şaşkın bana baktı... Çocuk bu arada fırladı bankanın kapısına doğru...Herkes yine çocuğa söyleniyor... "Bak işte ne yaramaz" dercesine bana bakıyorlar... Çocuk çırpınıyor kapıyı açmak için.. Bir baktım bedenel engelli bir adam zorla yürüyerek bankaya doğru yaklaşmakta.. Çocuk onu bana gösterek kapıyı açmamız gerektiğini belirtti... Gitti, iki kapıyı adam geçinceye kadar açık tuttu... herkes mosmor... Bir çocuğun gözleri ne yazık ki bizde yoktu! Çocuklar çok güzeldir... Onlarla geçirilen her an bizlere bir öğretiidir... Bizler onlara bişiler öğrettiğimizi sansak da...

pinomino said...

ycurlcum evet sen Deniz'i göremedin o gün..Bazen ikiz sanıyorlar yetiştiler çünkü birbirlerine.) hikayeler çok canım..hele Arda iyice dillendi, konuşmuyor derken artık susturamıyoruz:))

dear virginia thanks a lot:)they are my naughty angles:))

Neşecim inanamıyorum heyyy:)) dur mail atayım hemen:))

dilayracım vallahi çok güzel bir sabahtı o gün:) Zynepcim sağolsun yolladı fotoları:)Bu arada onlar da seni öpüyorlar:)) sevgiler kocaman:)

esintilercim, her anın tadını çıkartmaya çalışıyoruz çünkü çalıştığım için birlikte geçirdiğimiz vakit çok azalıyor. Tabi ki çok zorlandığım anlar oluyor ama sağlıklarının yerinde olduğunu aklıma getiriyorum hemen, ve bu durumda şikayetçi olmanın nankörlük olduğunu düşünüyorum. Zaten fazla vakit ayıramadığım için çok vicdan azabı çekiyorum, kalan vakitleri en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. En ufak bir boşlukta atıyoruz kendimizi sokağa:) Keşke hayata çocukların gözünden bakabilsek değil mi? Anlattığın olay çok etkileyici, ne güzel yazmışsın. Bizim onlardan öğrenecek çok şeyimiz var gerçekten..Kocaman sevgiler:))

Anonymous said...

Merhaba Pino,
Bebelerin çok tatlıymış gerçekten. Ne de güzel anlatmışsın.
Benim de aralarında 1,5 yaş olan iki oğlum var. Yorucu oluyor ama buna değiyor bence de. Sevgiler,

http://bakinnepisirdim.blogcu.com/

ipek said...

Pino harikasın,
tek vazgeçilmezlerimiz bu yavrular işte..Ben aralarının bu kadar az olduğunu bilmiyordum. Bu aslında büyük şans senin için-evet başta biraz zor olabilir, kabul:)
Sen çok şeker bir annesin, ne mutlu onlara.

bembi said...

ne kadar tatlılar böyle!! Maşşallah diyorum, Allah bağışlasın diyorum!! :) çok güzel yazmışsın! özellikle müzik tercihlerine ve belediye otobüsüne bayıldım :)) çok şekerler! çok süt içmeleri de harika bişey! hem senin gibi bir anneye de sahipler, şanslı çocuklar vallahi :) şansları hep açık olsun!

pinomino said...

Burçincim aynı şeyleri yaşıyormuşuz baksana:)Yorucu olduğu kesin. Bazen kendimi enkaz gibi hissediyorum, ama sonrasında bıdır bıdır gelip bişeyler anlatmıyorlar mı:) hele son zamanlarda ikiside beni muzur bişey istediklerinde "annesiii" şeklinde çağırmıyorlar mı ölüyorum gülmekten:))

İpekcim çok sağol:) evet ikiz gibiler ve onlarsız hayatın bir anlamı yok..Ne yapıyorsam aslında onlar için..Bir de çalıştığımdan dolayı çektiğim vicdan azabı olmasa!! Neyse ki evde çalışmanın avantajlarını kullanıyorum çoğu zaman:)) Mimi'yi kocaman öperim:)) sevgilerrr:)

bembicim çok sağol:)) İnşallah birgün gerçek hallerini de görürsün bizim zıpırların:) ne de olsa aynı şehirdeyiz:)) Sana bir konser versinler bizim ufaklıklar:)) Eminim sende muhteşem bir anne olacaksın..Onlara sevimli sevimli çizimler yapacaksın:))öperim kocaman:)

Anonymous said...

İkisi de harikalar bence. Ayrıca huylarının değişik olması da güzel.

Anonymous said...

:) I will draw now before go to the bed

bgm said...

Pino bir tanesi sana bu kadar benziyorsa diğeri de babasına benziyordur diye tahmin ediyorum. Gözlerini görünce işte senin oğlun dedim.. :)
Her ikisininde tatlı yanaklarından opuyorum..
bu arada ne oldu bizim istanbul maceramız?

Aslı Cin said...

O yanaklar var ya, o yanaklar onları kocaman öp benim için :)

Nenoni said...

Çok şeker çocukların var Allah bağışlasın.

pinomino said...

meltemcim haklısın..yaramaz isteyene yaramaz uslu isteyene uslu:)) çok öperimm:)

dear virginia, for 2 days I am drawing drawing and drawing:) And I want to go bed now:))
we are busy bees:)

begümcüm işte yazıştığımız gibi..ama bir gün İstanbul'a geleceğim günler de gelecek:))

aslıcım öpmem mi:)) hergün mıncırıyorum ben onları sıraya sokup:))

nenonicim çok teşekkür ederim:)

cakiltasi said...

pino,iki resim de arda'nın resmi sandım ilk gördüğümde. cabbarım arda olmuş: ))

Alo Elo! said...

senin anlattığın kadarıyla çok tatlılar. kimbilir kendileri ne kadar tatlıdır bu canavarların! :)
ben gördüğümde siz henüz çağılların oradan taşınmamıştınız ne de küçüklerdi ya! kocaman olmuşlar. maşallah!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...